Üç kuşağın bekçiliğini yaptığı Yeşil Sinema’nın kurucusu Hüseyin Yeşil, 1933 yılında Malatya’da doğar.
İlkokuldan mezun olduktan sonra Tayyare Tamir Fabrikası Çırak Okulu’na yazılır ve çıraklık yapmaya başlar. Tamirhane dağılınca başka işler bakarken bir komşuları vasıtasıyla geceleri belediye sinemasında çalışarak sinemayla ilk bağını kurar. Askere gidene kadar elektrikçilik de yapar, yemeni çıraklığı da, radyo tamircisi çıraklığı da, sinemalarda makinist çıraklığı da… Hatta askerdeki görevi de sinemadır Hüseyin Yeşil’in. Askerden döndüğünde ise henüz 20’li yaşlarındayken Nevzat Arpacı, Kirkor Işıktel ve Nuri Usta ile birlikte Yeni Melek adlı yazlık sinemayı kurmaya karar verirler. Sinemanın altın yıllarıdır o zamanlar. İnsanların matinelere göre işlerini bitirdiği, en güzel elbiseleriyle sinemaya gittiği yıllar. İlgi büyük olunca kışlık bir sinema için kolları sıvarlar ve Ar Sineması’nı kurarlar. Bu sırada ortaklardan birinin sahip olduğu tütün deposunu da sinema salonu yaparlar, 2 yılın ardından sinemada yangın çıkınca büyük zarara uğrarlar ve ortaklıklar sonlanmaya başlar. Hüseyin Yeşil tüm borçlara ve zorluklara rağmen vazgeçmez, yılmaz ve yaşatmaya devam eder. İnsanları televizyonun olmadığı, sadece radyo dinlenen bir dönemde en büyük eğlence aracı olan sinema ile buluşturan Hüseyin Yeşil, kışlık sinemayı Melek adıyla işletmeye başlar. Bugünün salonlarının onda biri imkânlara rağmen halkın yoğun ilgi gösterdiği Melek Sineması televizyonun hayatımıza girmesi ve 80’li yıllardaki büyük zorluklara rağmen ayakta kalmayı sürdürür. Bu dönemde çöküşe geçen Renkli, Can ve İstanbul Sinemaları’nı da Melek Sineması bünyesine katar Hüseyin Yeşil. Sonrasında da sinemadan asla vazgeçmez, hatta kendinden sonraki kuşaklara da el verir. Günümüzde bağımsız sinemalar bir bir kapanırken Yeşil Sineması Malatya’da hala dimdik ayakta duruyor. Başta Hüseyin Yeşil olmak üzere oğlu Hacı Yeşil ve torunu Murat Yeşil’in emekleri ve özverisi ile….